Sevdanın şah damarına sokulmuş bıçak gibi,
Arkana dönüp bakmadan,
Bir tek kelam etmeden,
Bedenimden ruhumu,
Dağlayarak çeken.
Söylesene neye geç kalmıştık,
Ya da ne içindi çok erken.
Otursaydın şöyle karşıma,
Adam yerine koysaydın,
Olmadı,
Müsvettesiymişim gibi davransaydın,
Bir kez olsun benim gibi baksaydın.
Zamanı durduğumuz çağlarda kalsaydın.
İçim de sığ bir derinlik,
Alışmaktan yana mı bu kabulleniş
Yoksa kıştan mı kalbimdeki serinlik.
Nice geçilmiş yolların ardındayım
Kimi gün sel, kimi gün tufan oldu
Hep güneşe sevdalıydım,
Her darbede içimde yeni bir çocuk doğdu
Bazen kıvılcım gibi bir nefes,
Bazen de bittim dediğim anda umut oldu.
Hiç sevmedim mutsuzluk durağını,
Hüzün yarasını, anlamsızlığın kavgasını.
Biz gülleri yeşertiriz derken,
Çorak bıraktık gönül tarlasını.
Gece hep aynı vakitlerde sarılıyor bana,
Bir yalnızlığın ürpertisi dolaşıyor
Bir de karanlığın gürültüsü oda da.
O mutlu günlerden kalma fotograflar yanıyor,
Senin yerine beni ısıtan sobada.
Yasin Pamuk
30.01.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder