Göremediğim
bir gecenin hainliği sarmıştı ruhumu. Yoktun; Seni arayan gözlerim yorgun
sığınmışken yuvasına, ben buradaydım ama sen yoktun. Şimdide aksın istiyordum hiç
durmadan seni bana kavuşturacak olan zaman. Bir tek oydu dostum ve seni bana kavuşturan. Hint fakiri yatağım olmuştu ranzam. Kurşun ağırlığında yorganım ve kutup
soğuğundaydı odam. İlk akşamdan beni böyle biçare sen miydin sensizliğinde
yalnız bırakan. Katran gecede sensiz başlayıp acı uykuma, seninle dalmıştım
tekrar hayalime. Seninle uyanmıştım inadına hain geceye.
Sabahın ıslanmış toprak kokusu kalkmıştı yurdun camlarında, sensiz geçen
düne inat hala esiri olarak yaşıyordum bir önceki güne. Senli vakitlerden arta
kalan eşsiz duyguların tadı, ilk defa bu kadar sıcaktı yatağım ve kalbim, ilk defa
yataktan kalkmayı istemediğim. Dört ranzalı bir odanın cam kenarında ve üst
yatağında güneşin ışığını yağmur damlaları taşıyordu camıma ve sen hayatıma
yeni giren güzel, nasıl dayanmıştın daha ilk akşamdan sol yanıma. Kulağımda,
namelerinin ritmi, içimde, bir gecelik hasretliğin dolaşmakta. Bu şehir, bu okul sayısız kavgalarımı doğuran
bir ana olacaktı bana. Bayır aşağı bıraktığım bedenimle her günkü gibi
uzaklaşarak şehrin eski harabe sokaklarında baş başa kalmaya çalışıyordum
yalnızlığımla. Bezginliklerim ve ben cinayetler işliyordum sensizliğimde
ulu orta..
Nisan 2014 Part 4
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder