CANIM BABAM
Bu kadar mı zordu?
Senin adına, ardına yazmak şiiri.
Bu kadar mı zordu?
Sevgini hasretini ve
Kokunun sindiği gülleri,
Dökmek kelimelere.
Ne güzelmişsin,Ne tatlıymış sın.
Serinliğin ve gölgen,
Niye böyle yangın misali
Düştü gönlüne.
Özlüyorum,dayanamıyorum.
Yanımdasın kareli hırkan la.
Mestlerin pijaman ve
En son aldığım gömleğin.
Yakasında sakallarının uzanışı,
Gözlerinde bize anlatmaya çalıştığın,
Doğruların yorgunluğu.
Ellerinde yüreklerimizin boşluğu.
Adın gibi Muzaffer geldin yaşamdan
Duaların kabul oldu.
Bıraktın bizi sessizce ,
Yanında kimse olmadan.
Muhtaçlık duymadan.
Biraz uğraştır saydın.
Naz yapsaydın akşam esenliğinde,
Güneş doğmadan kaldırsaydın.
29. Gün oldu.
Yalnız iki kere geldin düşüme,
birinde acelen vardı pek durmadın.
Diğerinde,
Sarıldığımda sana,
Göz pınarlarımı durduramadım.
Belki yeni olduğundan,
Taze olduğundan ayrılık, Kaldıramadım.
Hafifler diye her gün bu sızı,
Gün geçtikçe yüreğimi,
Yalanlarla kandıramadım.
Rahat mısın güzel Babam.
Yerin sıkıyor mu bilmiyorum.
Herkes iyi dedi ardından.
Kabrin cennet,
Pür nur olsun diye dua ediyorum.
Hatırlamaya çalışıyorum
ve sonra unutmaya,
Son muhabbetimizi.
Senin bu saatte gitme deyişini,
ve gidişimi içine , içime oturarak.
Demek ki telefonla konuşup,
gece vakti.
Her zamanki gibi,
Bana nasip olacakmış kızdırmak seni.
Hani öğlenden sonra doktora gidecektik.
Niye aldattın hepimizi.
Sen beni beklemedin ama.
Ben geldim.
Hayatımın en bitmez yolculuğunu,
yaptım sana doğru.
Belki ilk keze ,
Bu kadar sağanak,
Bu kadar ıslak ağladım.
İki rekat namaz kılıp.
seni Rabbım e uğurladım.
Seni çok özlüyorum,
Yıkarken o güzel bedenini.
Yani arkamızdaki dağı.
Tepemizdeki gölgeyi
Ensemizdeki nefesi,
Uğrumuzda kendini heder eden seni.
Sakallarını okşadım.
Omuzlarını sıvazladım.
Gördün değil mi?
Belkide sana en sıcak bakışımı.
En içten yanışı mı.
O an yaşadım,anladın mı beni?
Sen erdemli adamdın,
Gözlerinde mağrurluğun ışığı vardı,
Giydiğin yakışır.
Yediklerin doyurur.
İçtiklerin cennet şerbeti olurdu damağında.
Yakasını açarken kefenin.
ve son esvabını giydirirken,
Gene çok güzeldin.
Zaten kendine yakışanı,
En iyi sen bilirdin.
Evine biz götürdük babacığım.
Küçük oğlun Ali rıza ve ben.
Başının belası.
gezip gezip kapıyı çalan gece yarısı.
Ömrünün törpüsü.
Hayatının karmaşık, gergin yanı.
Hafif toprak verdik sol omzuna,
Kıbleye çevirdik bedenini.
İnanıyorum ki zaten,
Melekler bekliyordu seni.
Gül kokunu usulca döktük.
ve ellerimle yerleştirip tahtaları.
üstünü örttük.
Keşke yanında kalsaydım,
Senin mübarekliğinden yararlan saydım.
Canım babam ,
Sen canımın aracısı,
Fırtınalar da,boranlar da sarıldığım.
Asırlık çam ağacı.
Soracağım sorular vardı neredesin?
Kucağına verilecek torunlar,
Yanaklarını kondurulacak buseler,
Yüreğine salacağım sevgiler vardı,
Neredesin?
Köşeni böyle birden terk etmeseydin.
Balkonda gelmeyeceğimizi bildiğin halde,
Çayın ve sigaran ile bekleseydin.
Gitmeseydin.
Yada beni de götürseydin.
Babam canımın içi.
Saçımdaki telim
Göğsümdeki can çekişim.
Nazlı hayalim neredesin.
Bitmeyecek bir şiir başlattın.
iyileşmeyecek yarayı kanattın.
koskoca dünyayı,
Bir anda gönlüme daraltın...
Y. Pamuk
08 mayıs 2004
yasın bey...okurken bu kadar uzun ağladığım tek şiir :'( başınız sağolsun ,aynı dönemde bende babamı kaybettim...benim ona söyleyemediklerimin hepsini yazmışsınız hepsini ...ve hala ağlıyorum hala :'(
YanıtlaSilÇiğdem hanım sizinde başınız sağ olsun..inşallah Rabbim Ümmeti Muhammedin(sav) ahiretini hayırlı kılar....Baba başka bir varlık....olmadığı an insanın içinde dolaşıyor bir sürü darlık
SilO yüreğin burukluğu eksiklik hissi hiç geçmeyecekmiş gibi her 'baba' sözü geçtiğinde sıkışan kalp ağrısı elinize emeğinize sağlık kelimeler babanıza ışık olsun mekanları cennetin en güzel yeri olsun ..
YanıtlaSil